Ana sayfa

EZAN VE KAMET

EZAN VE KAMET

EZAN VE KAMET

Ezan, kelime olarak bildirmek demektir. Dini terim olarak ise farz namazların vaktinin girdiğini bildirmek için yüksek sesle okunan, belirli, mübarek ve anlamlı sözleri ifade eder.

 

Sözleri bizzat Peygamber Efendimizin ﷺ sünneti ile sabit olan ezan, dünyanın neresinde olursa olsun, Müslüman varlığının ve kimliğinin bir göstergesidir.

Hz. Peygamber’e ﷺ vahiy edilip uygulandığı Özgün şekliyle okunması gerektiği konusunda 15 asırlık bir ittifak ve gelenek söz konusudur. Ezanın asıl amacı, vaktin girdiğini bildirip namaza davet olduğundan değişik dilleri konuşan Müslümanların hepsine bu davetin ulaştırılması, ancak yine hepsinin ortak bilincine hitap etmekle olur ki, bu da ezanın bilinen asli lafızlarıyla Arapça olarak okunması ile gerçekleşir, dolayısıyla ezanın başka dille okunması caiz değildir.

Ezan ve kamet, farz namazların sünnetlerindendir. Farz namazlara çağrı için ezan okumanın dayanağı, Kitap ve Sünnet’tir. Namaz, Mekke döneminde farz kılınmakla birlikte, ezan hicretten sonra uygulamaya konulmuştur. Medine’ye hicretten sonra Mescid-i Nebevî’nin inşası tamamlanıp düzenli olarak cemaatle namaz kılınmaya başlanınca, Hz. Peygamber ﷺ vakitlerin girdiğini duyurmak için ne yapılabileceğini arkadaşlarıyla görüşmüş, o esnada Hz. Peygamber’e ﷺ vahiyle ve içlerinde Hz. Ömer ve Abdullah b. Zeyd’in de bazı sahabilere rüyalarında bugünkü ezanın şekli öğretilmiştir.

Ezan, İslam’ın şiarı (sembolü) olup, müekked bir sünnettir. Ezan aracılığıyla halka hem namaz vaktinin girdiği ilan edilmekte hem de Allah’ın ﷻ eşsiz büyüklüğü, Hz. Peygamber’in ﷺ O’nun ﷻ kulu ve elçisi olduğu ve namazın Kurtuluş yolu olduğu ilan edilmektedir.

Kamet ise farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan lafızlarına benzeyen sözlerdir. Ezandan farklı olarak, “Hayye ale’l-felah” cümlesinden sonra “Kad kameti’s-salat” cümlesi eklenir. Rivayetlere göre kamet de yukarıda ismi geçen sahabilere aynı rüyada öğretilmiştir.

Ezan, beş vakit farz namaz ile cuma namazı için okunur. Bunların dışındaki namazlarda ezan yoktur. Beş vakit farz namazlar kaza edilirken de ezan okunur. Ancak birden fazla farz namaz kaza edilirken her biri için Ayrı ezan okumak müstehap olmakla birlikte hepsi için başta bir ezan yeterlidir.

Ezan okuyan kişiye müezzin denir. Müezzin; Müslüman, akıllı ve erkek olması şarttır. Bu şartları taşımayanların okudukları ezan geçerli değildir. Müezzinlik yapacak kişi, özellikle namaz vakitleri ve ezanla ilgili fıkıh bilgisine sahip, muttaki, gür ve güzel sesli olmalıdır. Bu nitelikleri taşıyanların ezan okumaları tercih edilir. Müezzin abdestli, yüksek bir yerde ayakta ve kıbleye yönelerek sesinin çıktığı kadar yüksek bir sesle ezanı okur. “Hayye ale’s salah” derken sağ tarafa, “Hayye ale’l felah” derken sol tarafa döner (göğsünü döndürmez, sadece yüzünü sağa sola çevirir). Ezanda telhin (ezan kelimelerinin harflerini bozacak şekilde nağmeli okumak) mekruhtur.

 

Yusuf Yakubov

2025-05-01 (Zül Kaide 1446) №5.


ZARARLI MADDELERDEN KORUNMAK

Dinimiz, insanın huzur ve mutluluğuna yönelik olarak şu beş hususa büyük önem vermiştir: Dinin korunması, Canın korunması, Aklın korunması, Neslin korunması, Malın korunması.   Yeryüzünün en değerli varlığı olan insanın Yüce Allah’a ﷻ kulluk...


ZAMAN MEFHUMU

Doksan yaşındaki bir amcaya hayatı sorulduğunda, “Bir kapıdan girdim, diğerinden çıktım; göz açıp kapayana kadar gelip geçti” dediği zaman mefhumu bilim, düşünce ve kültür dünyasını hep meşgul etmiştir. İslam alimleri zamanın cevher mi...


HÜKÜM ALLAH’INDIR ﷻ

Bil ki, hüküm sadece bir olan Allah Teâlâ’ya mahsustur. Mahlûkat ise Hak Teâlâ’nın dilediği şekilde hareket ettirdiği suretlerden ibarettir. Bu hakikati gören kimse, bir kulun kendisine yaptığı çirkin davranışlara karşı kızmaz....


HİKMET GONCALARI

AZ AMA DEVAMLI AMEL Resûlullah ﷺ buyurdu ki: “Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.” (Buhârî, Libâs, 43) Açıklama: Bir Müslüman üzerine düşen farzlardan sonra tatavvu yani nâfile ibadetlere devam...


ZEKÂTIN VERİLECEĞİ YERLER

Kur’an-ı Kerîm’de zekâtın kimlere verileceği hicretin dokuzuncu yılında inen Tövbe suresinin 60.ayetinde şöyle belirtilmiştir: “Sadakalar (zekatlar) Allah’tan bir farz olarak ancak, fakirlere, miskinlere (düşkünlere), (zekât toplayan)...