Ana sayfa

NAMAZI BOZAN DURUMLAR

NAMAZI BOZAN DURUMLAR

NAMAZI BOZAN DURUMLAR

(NAMAZIN MÜFSİ̇DLERİ̇)

İbadetlerde esas olan taabbüdiliktir. Taabbüdilik ise ibadet ve zühde ait amellerde ve bunların meşru kılınmasında, mükellefin kulluk ve teslimiyetini denemek (taabbud) dışında başka bir hikmetin gözükmemesi demektir. İbadetler nasıl emredildiyse o şekilde ifa edilmelidir. Onların yapılış şekillerini Kur’an ve sünnet belirlemiştir. Dolayısıyla ibadetler belli kurallar dahilinde ifa edilmek zorundadır. Bu kurallar ibadetin yapısal çerçevesini belirler ve bu sınırlar dahilinde kalındığı takdirde ibadetler geçerli olur.

 

Namazın diğer ibadetlere nazaran çok daha detaylı olması ve müminin hayatının tamamını kapsamasından -yani her gün beş defa tekrar ediliyor olmasından- ötürü, hakkıyla eda edilmesini sağlamak adına, eda edilişini beyan eden kurallar belirlenmiştir. Bu kuralların ihlal edilmesinin yanında namazın ruhuyla bağdaşmayan fiiller de namazı bozan davranışlar sayılmıştır. Bu fiiller işlendiği takdirde namazın iade edilmesi gerekir.

Şart ve rükünlerine uyularak kılınan bir namaza sahih namaz denir. Namazın şart ve rükünlerindeki bir eksiklik onu geçersiz kılar ve böyle bir namaz “fasid” veya “batıl” namaz olarak nitelendirilir. Örneğin abdestin tam alınmaması ya da necasetten taharetin yapılmaması durumunda bu namaz batıl olarak nitelendirilir. Bir de namaz esnasında yapılmaması yani kaçınılması gerekenler vardır ki, bunlara namazın “müfsid”leri adı verilir. Bunlardan birinin yapılması halinde namaz geçersiz yani fasid/batıl olur.

Hanefilere göre başlanmış bir namazı bozan durumların başlıcaları şunlardır:

  1. Namazda bilerek, yanılarak veya yanlışlıkla konuşmak namazı bozar. Konuşmak; birine seslenmek, hitap etmek şeklinde olabileceği gibi birine selam vermek, “merhaba” demek, verilen selama sözlü olarak karşılık vermek şeklinde de olabilir.
  2. Namazda iki harften ibaret dahi olsa, namaz kılanın işiteceği derecede söz söylemek namazı bozar. Bu hususta kasıt, yanılma, uyuma ve hata halleri eşittir.
  3. Huşu halinin dışında dünyevi bir sebeple ağlamak, inlemek namazı bozar; ancak kendine hâkim olamayan hastanın inlemesinde sakınca yoktur.
  4. Bir özür veya makbul bir sebep bulunmaksızın boğazı gürültü çıkararak temizlemek namazı bozar. Fakat zorlanmayarak kendiliğinden gelen bir öksürme, bir özür sayıldığından namazı bozmaz. Sesi düzeltip güzelleştirmek için veya namazda bulunduğunu bildirmek için veya kendi imamının bir kıraat hatasını düzeltmek için bunun yapılmasında namaz bozulmaz.
  5. Namaza durduktan sonra ağza alınıp yenen şey susam tanesi kadar da olsa namazı bozar. Fakat namaz öncesinde yediği bir şeyden dolayı dişleri arasında kalan bir şeyi yutmak namazı bozmazsa da büyük yahut küçük herhangi bir şeyi çiğnemek, ağzında gevelemek namaza aykırı olduğu için namazı bozar. Dişlerin arasında kalmış olan bir kırıntı namaz içinde yutulursa, bakılır: Eğer en az nohut kadar ise namazı bozar. Bundan küçükse namazı bozmaz.
  6. Namaza ait olmayan bir hareketi, bir özre mebni olmaksızın çokça yapmak, yani amel-i kesir namazı bozar. Amel-i kesir için net bir sınır çizmek zordur. Kimi alimlere göre namazdan olmayan bir hareketi iki elle birden yapmak, kimilerine göre bir hareketi üç defa peş peşe yapmak, tercih edilen diğer görüşe göre ise dışarıdan gözlemleyen kişide, namazda olunmadığı izlenimini verecek bir davranışta bulunmaktır.
  7. Özürsüz olarak göğsünü kıbleden başka bir yöne döndürmek namazı bozar.
  8. Namaz kılan kişinin kendi duyacağı bir sesle gülmesi namazını, başkasının duyacağı bir sesle gülmesi ise hem namazını hem de abdestini bozar.
  9. Bayılmak, delirmek namazı bozar.
  10. Avret yerinin bilerek açılması veya kendiliğinden bir rükün eda edecek kadar süreyle açık kalması namazı bozar. Miktar olarak ise Hanefilere göre avret olan bir uzvun dörtte birinin açılması namazın bozulması için yeterlidir.
  11. Kişinin kendi iradesi dışında gerçekleşen şu durumlarda da namaz bozulur: Sabah namazını kılarken güneşin doğması, bayram namazını kılarken zeval vaktinin olması, cuma namazını kılarken ikindi vaktinin girmesi durumlarında namaz bozulur. Fakat öğle namazını kılarken ikindi vaktinin girmesiyle öğle namazı bozulmaz.
  12. Namazda, insanların sözlerine benzer bir şekilde dua edilmesi namazı bozar.
  13. Namazda bir özür olmaksızın birbiri ardınca hiç durmadan en az üç adım atmak namazı bozar.
  14. Namazı bozulan bir imamın, kendi yerine başkasını geçirmesi ittifakla caizdir. Şöyle ki; imam namaz kıldırırken -örneğin burnu kanasa- cemaat içinden imam olmaya elverişli bir kimseyi işaretle veya elbisesinden tutarak mihraba geçirir. İmamla beraber yalnız bir kişi varsa ve bu kimse imamete ehil ise imamlığa geçmesi kararlaşmış olur. Şayet imam kendi yerine bir adam geçirmeksizin mescidden çıksa, cemaatin namazı bozulur. İmam tek başına namaz kılan hükmünde kalır. Dilerse abdest alıp namazı eda eder (bıraktığı yerden tamamlar), dilerse yeniden namazını kılar. Bu istihlaf (yerine başkasını geçirme) konusunda cemaatin bilgisi yoksa istihlaf cihetine gidilmeyip namazın yeniden kılınması daha faziletlidir. Çünkü bu durumda namazın bozulmasını gerektiren bazı haller olabilir.
  15. Ağızda bulunan bir şeker parçasının, namazda çiğnenmediği halde tadı boğaza gitse, bu da namazı bozar. Fakat namazdan önce yenmiş bir şeyin ağızda kalmış olan tadı, namaz içinde tükürükle boğaza gitse, bununla namaz bozulmaz.

 

 

Yusuf Yakubov

2025-06-01 (Zilhicce 1446) №6.


ÇOKÇA EZİYET ETMEK KIYAMET ALAMETİDİR

Bil ki insanlara eziyetlerin artması ve onlar arasında zulmün yayılması, kıyametin alametlerindendir.   Öyle ise sabretmeye çalış. Resûlullah ﷺ, sahabiler kendisinden tavsiyede bulunmasını istediklerinde, onlara, “Kıyametin alametleri vardır” buyurdu....


DİLDEN GÖNÜLLERE NASİHAT

KİMSEYE EZİYET VERMEMEK Ehli Sünnet’in özelliklerinden birisi de Müslüman kardeşlerine eziyet etmemektir. Bu güzel sıfat vera ve takvadan kaynaklanır. Sehl şöyle demiştir: “Müslümanlara eziyet etmemek aklın kazancı, başkalarının eziyetlerine...


HİKMET GONCALARI

EN BÜYÜK BELALARA UĞRAYANLAR Peygamber Efendimiz ﷺ buyurdular ki: “İnsanların, belaya uğramak itibariyle en şiddetlisi peygamberler, sonra salih kimselerdir.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, 24/245) Açıklama: Bütün peygamber...


RESÛLULLAH’IN ﷺ KIZI HZ. ÜMMÜ KÜLSÜM

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in ﷺ mübarek kızlarından biri de Hz. Ümmü Külsüm’dür. Onun hayatı, sabır, sadakat ve Allah’a ﷻ teslimiyetin sessiz ama güçlü bir örneğidir. Yaşadığı dönem, İslam’ın ilk yıllarındaki...


Bayramınız kutlu olsun!

Değerli kardeşlerim, Rusya’daki Müslümanlar! Sizleri, büyük bir bayram olan İd el-Adha (Kurban Bayramı) münasebetiyle yürekten tebrik ediyorum!   Bu mübarek günde, Yüce Allah’ın bizlere kurban ibadeti vesilesiyle öğrettiği en...